🦕 Esim Evi Terk Etti Ihtarname
Sabah'tan Deniz Yusufoğlu'nun haberine göre; planlanan inşaat 12 ayda sona erecek ve 377 bin lira ödeme yapılacaktı. Ünlü sanatçı, tadilat zamanında 214 bin lira ödeme yapıldı fakat firma, inşaatı durdurdu. Işık, çalışmanın sürmesi için ihtarname gönderdi. Firma çalışanları ise binayı terk etti. Mahkeme bilirkişi
Eviterk etmiş olan eşin en az 6 ay boyunca evi terk etmiş olması gerekmektedir. Bu noktada 4. Ayda eşe bir uyarı gönderilebilir. Kadının Evi Terk Etmesi Suç mudur? Eşim evi terk etti boşanma davası açmak için evi terk eşler, altı ay boyunca eve gelmezse, dava tarafından kusurlu görülmektedir.
Eşimevi terketti? Gizli Üye. merhaba arkadaşlar. 6 aylık evliyim. eşim bir haftadır benim ondan soğuduğumu, onu artık sevmediğimi, onu bitirdiğimi söylüyor. bugün de artık herşey bitti benden bişey bekleme o eve de gelmem artık dedi. ne yapmam gerekli yardım edin. Takip Et.
Eşinterk edildiğini nasıl kanıtlarsınız? Böyle bir kusur nedeni “kasten firar ve terk”tir. Bir tarafın kasten terk veya terki ispat edebilmesi için (1) terk eden eşin evliliği sona erdirmek niyetinde olduğunu; (2) terk edilen eşin terki haklı gösterecek hiçbir şey yapmamış olması; ve (3) firar,
03 Kasım 2014. 11 Eylül 2016. by Av.Yasin Girgin. Eşim evi terk etti .Açıkçası boşanmak istiyorum Nafaka ödememek için ne yapmalıyım: Noterden gidip ihtarname göndermem ve sonucuna göre dava mı açmalıyım ? Hakim kararıyla gönderilecekse önce adliyede hangi birime dilekçe yazmalıyım ? Ali.
Konuma. esim bosanma davasi acti red edildi simdi ben actim. Ben2 yillik evliyim esimi seviyorum şiddetli geçimsizlik var. Büyük bir tartisma yasadik ben evi terk ettim. Esimin don cagrisini dinlemeyip 3 ay eve gelmesin.sonra geri dönmek istedim Esim istemedi boşanmak istediğini belirtti.eve polis zoruyla geldim bu defa Esim evi terk etti.
Canlı yayına bağlanan Tarık da şunları söyledi: “Ben eşimi terk etmedim, beni o terk etti. Şu an dini nikahlı olduğum eşim Ayşe, çocuğumu ve evli olduğumu biliyor. Eşim Elif evi temizlemiyor, bana sabah kahvaltı hazırlamıyor.”
Maicon doğruladı! "Eşim beni terk etti". Galatasaray'ın tecrübeli stoperi Maicon, eşiyle ilgili çıkan haberleri doğruladı. Brezilyalı futbolcu, "Evi terk ettiği doğru. Daha fazla yorum yapmayacağım çünkü ilişki kutsaldır" dedi. Yüzünden düşen bin parça, çevresiyle selamlaşmakta bile güçlük çekiyor. Galatasaray'ın
İhtarname gönderildikten sonra eğer kira sözleşmesi 6 aydan uzun süre sonra bitecek ise, kiracı 6 ayda evi boşaltmalıdır. Şayet kiracı evi belirtilen tarihlerde terk etmez ise dava yoluyla kiracı evden tahliye edilebilir.
18 sene önce kayıp ilanı verilerek aranan Ruhi Canpolat’ın öldürüldüğü gün yüzüne çıktı. İlk mahkeme görülürken, tutuklu zanlıların ifadeleri dehşete düşürdü. Canpolat’ın eski eşi, başından geçenleri ’’Yatak odasında yatmak üzereydim. Ruhi’nin yanında 3 kişi vardı. Ellerimi bağlayıp bana tecavüz ettiler. Üçüncü şahıs ‘Kocan, seni
Bir gün eşim evi terk etti, gece akrabalarının yanında kaldı ve beni herkese karşı küçük düşürdü. Sabahlara kadar ağlayarak pencere kenarında bekledim, fakat gelmedi.
Ünlü şarkıcı- oyuncu Özcan Deniz, 2016’dan beri aşk yaşadığı, kendisinden 20 yaş küçük Feyza Aktan ile 8 Mart 2018’de nikah masasına oturmuştu. 15 ay evli kalan çift anlaşmalı olarak boşanmıştı. Özcan Deniz’in eski eşinin oturdukları evden çıkması için ihtarname çektiği iddia edildi. Çıkan haberlerin ardından sessizliğini bozan Feyza Aktan, ‘Sadece
Gy8Th. İçindekiler1 Terk Nedeni İle Nasıl Boşanılır?2 Terk Nedeni İle Nasıl Boşanılır? Hangi Durumlarda Terk Nedeni İle Boşanmak Mümkün? Meşru Terk Etmelerde Dava Hukuk Bürosundan Yardım Almak ONLİNE RANDEVU İÇİN TIKLAYINIZ BİLGİ 1982 Yılında Hatay’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini burada tamamladı. 2000 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesine başladı ve 2005 yılında mezun oldu. 2006 yılında Helvacı Hukuk Bürosunu kurdu ve İstanbul Kartal bölgesinde faaliyete başladı. İstanbul boşanma avukatı olarak yüzlerce davaya bakmıştır.. Terk Nedeni İle Nasıl Boşanılır? Boşanmanın birçok nedeninin olduğu biliniyor. Bu nedenler arasında olan ve çok sık dile getirilen terk etme de, önemli bir gerekçe olarak karşımıza çıkıyor. Terk etme nedeni ile yapılacak olan boşanma davaları başvuruları, değişik şartların tamamlanması halinde mümkün oluyor. Terk etmek, tam anlamı ile kusura dayalı olan bir boşanma nedeni olarak tanımlanmaktadır. Hangi Durumlarda Terk Nedeni İle Boşanmak Mümkün? Eşin eve girmesini engellemek Eşi evden kovma yolu ile gönderme, Evin kilidini değiştirerek eşi eve sokmama Eşin evden yollayarak ailesine bırakma Çocukları aldıktan sonra evi terk etmek Evi, eşine haber vermeden başka yere taşıma Yukarıda yazılı olan durumların gerçekleşmesi durumunda prosedür de başlamış olur. Bunun için ilk olarak terk edilen kişi mahkemeye başvurur. Sonrasında da terk eden kişiye bir ihtar yapılır. Bu ihtar yapılırken döneceği evin adresi de açık bir şekilde verilir. Ancak buna rağmen herhangi bir şekilde geri dönüş olmuyorsa, bu defa terk edilen kişi mahkemeye giderek boşanma davası açar. İhtar yapıldıktan sonraki 2 aylık zaman diliminde terk eden kişinin bir şekilde bu ihtara cevap vermesi gerekiyor. Cevap verme durumunun olmaması halinde ise artık boşanma gerekçesi tam anlamı ile netleşmiş olur. Meşru Terk Etmelerde Dava Açılamıyor Terk fiilinin yaşanmasına rağmen boşanma davasının açılmadığı haller de söz konusudur. Bunların başında askerlik hizmeti gelmektedir. Eğer eş bu görevi yerine getirmek için evden ayrılmışsa, bu durumda bir boşanma davası açmak söz konusu değildir. Bunun yanı sıra iş nedeni ile yapılan gidişler de boşanma nedeni olarak kabul edilmez. Çünkü bazı işler, sürekli seyahat etmeyi gerektirmektedir. Bu tip işlerde çalışan kişiler belli bir süre evlerinde bulunamazlar. Böyle durumlarda eşin terk etmesi gibi bir durumun olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı da dava açılacak bir hukuki gerekçe ortaya çıkmıyor. Boşanmada terk fiilinin tam anlamı ile bir gerekçe olabilmesi için eylemi yapan kişinin herhangi bir sebep olmadan bunu yapması lazım. Hukuk Bürosundan Yardım Almak Boşanma davalarında en çok ihtiyaç duyulan şeylerin başında elbette avukat geliyor. Günümüzde mahkemelere giden kişiler avukat olmadan prosedür ve işleyişi bilemiyorlar. Bu yüzden bir avukat eşliğinde dava açmak ve buna göre hareket etmek gerekiyor. Helvacı Hukuk bürosu uzun yılların getirmiş olduğu tecrübe ile her türlü boşanma davasına bakabilmektedir. Alanında uzman olan kişiler tarafından kurulan hukuk bürosu, farkı hukuk dallarında uzmanlaşmış ve daha önce birçok davaya girmiş olan avukatlar ile faaliyet göstermektedir. Bundan dolayı terk etme nedeni ile ortaya çıkan boşanma davaları da bu şekilde kolay bir biçimde çözülebilmektedir. Böylelikle ortaya çıkan fiil sonrasında sorunsuz bir biçimde boşanmak mümkün olacaktır. Evi Terk Eden Kadın Tazminat Alabilir MiEvi terk etme tek celsede boşanmayı mümkün kılan asli kusurlardan bir tanesidir. Bu sebeple geçerli bir sebebi olmayan kişilerin evi terk etmeleri kusurlu bir davranış olarak sayılmaktadır. Bu noktada kusurlu taraflar tazminat isteminde bulunabilse dahi hâkimler bu isteği kabul etmeyecektir. Kadının Evi Terk Etmesi Suç MudurEvi terk etmek, evliliği temelinden sarsıcı kusurlardan bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple kadın ya da erkek fark etmeksizin hiçbir sebebi olmadan evi terk eden kişiler mahkeme tarafından kusurlu taraf olarak kabul edilecektir. Ancak bu durum ceza kanunlarında bir suç olarak kabul görmemektedir. Boşanmadan Önce Evden Ayrılmak Suç MuBoşanmadan önce evden ayrılmak Türk Ceza Kanunları’nda yer alan suçlardan bir tanesi değildir. Ancak bu durumda kişiler evlilik birliğini temelden sarsan kusurlardan bir tanesini işlemiş bulunmaktadır. Bu sebeple hakimler çeşitli konularda kararlarını buna bağlı olarak vermektedir. İlginizi Çekebilir;
Terk Nedeniyle İhtar Dilekçesi, Aile hukuku esaslarına göre çiftler, evliliklerini yürütemedikleri durumlarda aile mahkemelerine boşanma davası açma hakları mahkemelerinde Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre görülen davalarda, hakimler kişiler arasındaki evliliği noktalama kararını gerekçelerine göre ele alarak bir karar Medeni Kanunda 161. ile 166. maddeleri arasında boşanma gerekçeleri açıklanmıştır. İlgili kanun maddelerinde boşanma gerekçeleri, genel ve özel gerekçeler olmak üzere iki türde ele alınmıştır. Genel gerekçeler hakim kanaatinin çok önemli olduğu ve evlilik bağının temelinden sarsılmış olması olarak gerekçeler ise genel gerekçelerin aksine ispat edilmesi gereken aldatma ya da zina, terk etme, eşlerden birinin suça karışması, eşlerden birinin diğerinin hayatına kastetmesi, onur ve haysiyet kırıcı davranışlar, akıl hastalığı gibi daha somut gerekçelerdir. Bu gerekçeleri öne sürerek boşanma davası açma açan tarafın, ispat yükümlülüğü bulunan boşanma davası nedeniyle ihtar dilekçesi nedir?Bu içerikte özel boşanma gerekçelerinden biri olan ve Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde açıklanmış olan terk nedeniyle boşanma davaları ele alacağız. Eşlerden birinin ortak yaşanan evi terk etmesi durumunda terk edilen eş bu durumu gerekçe göstererek boşanma davası hakkı boşanma davasının açılabilmesi öncesinde terk nedeniyle boşanma ihtar dilekçesi hazırlanması ve karşı tarafa tebliğ edilmesi gerekir. Diğer bir deyişle evi terk eden eş için eve dön’ çağrısı olan terk nedeniyle ihtar dilekçesi hakim veya noter aracılığıyla hazırlanması ve tebliğ edilmesi Nedeniyle İhtar DilekçesiTerk nedeniyle ihtar dilekçesi gönderilebilmesi için kasıtlı olarak evi terk etme süresinin 6 aydan az olmamalıdır. Evi terk eden tarafa 4. aydan itibaren ihtar dilekçesi hastalık ve cezaevine girilmiş olması terk gerekçesi için istisnadır Ayrıca terk ettiği iddia edilen tarafın erkek olması durumundan askerlik görevi terk etme gerekçesiyle boşanma davası konusu benzer şekilde eşlerden birinin ceza evine girmesi, hastalık nedeniyle tedavi amaçlı olarak evden ayrılmış olması da kasıtlı olarak terk etme olarak nedeniyle ihtar dilekçesi karşı taraf ulaştırıldığı tarihten itibaren 2 ay içerisinde konuta dönmesi nedeniyle ihtar dilekçesi nasıl yazılırAile mahkemesine verilecek olan terk nedeniyle ihtar dilekçesinde ihtar gönderen ve ihtar gönderilen eşin adı soyadı, iletişim bilgileri yani adresleri yer edilecek olan ortak konutun adresine de yer verilmesi gereken ihtar dilekçesinde konuta dönecek olan eş ve varsa çocukların konaklama ve yol gibi dönüş giderlerinin karşılanacağına ilişkin hususlar yer Nedeniyle İhtar Dilekçesi ÖrneğiTerk eden eşe gönderilen ihtar nasıl hazırlanır, dilekçe örneğinde hangi hususlar nedeniyle ihtar dilekçesinde şu hususlar bulunur, İhtar gönderen eşin ad, soyad ve adresini, İhtar gönderilen eşin ad, soyad ve adresini, Davet edilen ortak konutun adresini, Davet edilen eş ve yanında çocukları varsa bunların ortak konuta dönmesi için gereken kabul edilmemesi halinde dönüş için yol ve konaklama giderlerini karşılayacak yeterli paranın konutta teslim şeklinde gönderilmesi durumunda buna ilişkin açıklamayı, Davet edilen konuta ait anahtarın bulunduğu yeri, İki ay içinde dönmesi gerektiğini, dönmemesi halinde hakkında boşanma davasının açılabileceğini, gideri konutta ödemeli olarak gönderilmeli ve miktar itibarıyla terk eden eş ve müşterek çocuğun/çocukların gidiş-dönüş ve asgari bir gece konaklama giderlerini MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE ……………. DAVACI VEKİLİ Av. DAVALI KONUSU Terk sebebiyle ihtar kararı verilmesi talebidir.
Terk Nedeniyle İhtar Dilekçesi Yazar UYAR KABA Kategori Aile ve Boşanma Hukuku Davaları, Boşanma SebepleriBilişim Hukuku ve Suçları Bilindiği gibi, dünyada yaşanan her türlü olayın güncelliği ve değişim göstermesi, hukukun ve her türden hukuki düzenlemenin de güncel, yeni ve çağdaş olması gereğini beraberinde getirir. Aksi halde hukuk, hiçbir zaman ulaşmak istediği “düzenleyici ve denetleyici” gayelerine ulaşamayacaktır. Bilişim Hukuku Davaları Öncelikle…
Türk Medeni Kanunu’nun 164. Maddesinde düzenlenen terk nedeniyle boşanma’ usuli süreci mühim olan bir davadır. Nitekim madde metninde dahi terk nedeniyle boşanma davasında izlenecek usul açık bir şekilde belirtilmiştir. İlgili maddeye göre Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz’ denilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’na buradan ulaşabilirsiniz. Boşanma davaları ile ilgili detaylı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Türk Medeni Kanunu’nun 164. Maddesinde de belirtildiği üzere terk olgusu var ise bazı şartların sağlanması ile terk eden eşe ihtar çekilmelidir. İhtar, noter veya aile mahkemesi kanalıyla çekilmelidir. Buna göre ; İhtarın Aile Mahkemesi Tarafından Yapılması Terk nedeniyle boşanma davasında eşlerden biri, haklı bir neden olmadıkça veya evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerine yerine getirmemek kastıyla ortak konutu terk etmişse terk nedeniyle boşanma davası süreci başlayacaktır. Bu terk işleminden itibaren en az altı ay geçtikten sonra terk edilen eşin talebiyle terk eden eşe ihtar çekilebilecektir. İhtar ; evi terk eden eşe terk nedeniyle boşanmanın sonuçlarını izah etmektir. Peki ihtar nasıl yapılmalıdır ? Aile mahkemesi tarafından ihtar çekilebilmesi için öncelikli olarak terk edilen eşin açık bir talepte bulunması gerekir. Buna ilişkin dilekçe ilgili büroya kaydedilip ilgili mahkemesine yapılacaktır. İhtar çekilmesi talebi bir dava olmayıp yalnızca mahkemenin değişik iş kalemine kaydedilecek bir husustur. Aile mahkemesi ihtar talebini inceleyecek ve bir karar verecektir. Aile mahkemesinin bu inceleme neticesinde 2 farklı karar yetkisi vardır Kabul Kararı Aile mahkemesinin vermiş olduğu ihtarın yapılmasına dair kabul kararına karşı itiraz veya herhangi bir yasa yolu öngörülmemiştir. Değişik İş sayılan bu işlemde kanun koyucu itiraz kurumunu devreye sokmamıştır. Bu nedenle aile mahkemesinin ihtarın çekilmesine dair kabul kararı kesin nitelik taşır. Ret Kararı Aile mahkemesinin vermiş olduğu ihtarın yapılmasına dair ret kararı ise kabul kararının aksine yasa yoluna açıktır. Kanun koyucu ret kararına temyiz prosedürünü işletmiştir. Yani mahkemenin vermiş olduğu ret kararı temyiz edilebilir bir karardır. Görevli ve Yetkili Mahkeme Terk nedeniyle ihtar isteminde görevli mahkeme yukarıda da bahsettiğimiz üzere Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme hususunda ise kanun koyucu herhangi bir yetki sınırı koymamıştır. Terk olgusuna dair ihtar çekilmesi işlemi herhangi bir adliyede gerçekleştirilebilir. Bu hususta herhangi bir kısıtlama yoktur. Terk nedeniyle boşanma davasında çekilecek ihtarda Aile Mahkemesi ; dönülecek konutun adresini açıkça göstermeli, bu konuta dönüş süresi açık açık yazılmalı, davet edilen eşin potansiyel yol gideri karşılanmalı ve konutta ödemeli gönderilmelidir. Bu hususlar Aile Mahkemesince yapılacak ihtarda muhakkak bulunması gereken hususlardır. Aile Mahkemesi Tarafından Yapılacak İhtarda İşlem Süreci Nasıldır ? Aile Mahkemesi, terk edilen eşin yapmış olduğu başvuruyu inceleyecektir. Öncelikli olarak terk işleminin gerçekleşmesinin üstünden en az 4 ay geçmiş olmalıdır. Nitekim 4 ay geçmeksizin yapılan ihtar başvuruları reddedilecektir. Bu hususta hakim, fiili terk olgusunu araştırmalı ve 4 ayın geçtiğini tespit etmelidir. Terk nedeniyle Aile Mahkemesince yapılan ihtarın muhataba tebliğ edilmesi gerekmektedir. Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için de bu tebliğden itibaren en az 2 ay geçmelidir. Nitekim kanun koyucu, terk eden eşe yapılan ihtarın sonuç vermesi adına 2 aylık azami bir süre öngörmüştür. Bu süre geçmeden açılacak boşanma davası reddedilecektir. Yapılan ihtarın tebliğ edilmesinden itibaren 2 aylık süreç söz konusudur. Bu süreç yukarda da belirttiğimiz üzere ihtar çekilen eşin eve dönmesine dair verilen süredir. Bu süre geçmeden boşanma davası açılmalı, davanın reddi ile sonuçlanacaktır. İhtarın Eş Tarafından Noter Kanalıyla Yapılması Türk Medeni Kanunu’nun 164. Maddesine göre terke dair yapılacak ihtar Aile Mahkemesi tarafından yapılacağı gibi Noter kanalıyla da yapılabilmektedir. Nitekim notere başvuru yapacak terk edilen eş, yazılı veya sözlü talepte bulunmalı, bu talep noter tarafından tutanağa geçirilmelidir. Noter de ihtarı ilgilisine tebliğ eder ve Aile Mahkemesinin yukarıda bahsettiğimiz esasları doğrultusunda ilk ihtar yapılmış olacaktır. İhtar Nasıl Olmalıdır ? Aile Mahkemesi veya noter tarafından yapılmış ihtar öncelikle şekli unsurları taşımalıdır. Bunun yanı sıra ihtar samimi olmalıdır. Samimi olmaktan kasıt ; terk edilen eş talebinde samimi olmalı, dönülecek konutu hazır etmeli ve eşine karşı güven sarsıcı/hakaret/olumsuz beyanlarda bulunmamalıdır. Bu ve buna benzer evlilik birliğini zedeleyici hususlar ihtarın samimi olmaması sonucunu doğurur. Böyle bir halde ihtar işlemi şekli olarak tamamlanmış olsa da hukuken bir değeri kalmamaktadır. Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Usul ve Dava Süreci Terk nedeniyle açılacak boşanma davasında dava süreci ve usule dair bilgiler için lütfen tıklayınız. Terk Nedeniyle Boşanma davasına ilişkin Yargıtay Kararları sorgulama ekranına buradan ulaşabilirsiniz.
Anayasa’nın 22. maddesi gereğince kural olarak herkes haberleşme özgürlüğüne sahiptir ve haberleşmenin gizliliği esastır. Bu kapsamda cezai koruma Türk Ceza Kanunu’nun “TCK” 132 ve 139. maddeleri arasında “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” düzenlenerek yapılmıştır. Ancak, aynı madde uyarınca, ulusal güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahalenin önlenmesi nedenlerine dayalı olarak hakim kararıyla gizlilik kuralı askıya alınabilir. Ceza yargılamasında en çok tartışılan ve karışıklığa sebep olan konulardan birisi, görüntü ya da ses kayıtlarıdır. Başka bir yazımızda ses kayıtlarının delil olarak kullanılıp kullanılamayacağını incelemiştik Bkz. İlgili yazımız… Bu yazımızda ise ses kaydetmenin suç oluşturup oluşturmayacağını inceleyeceğiz. Genel olarak aleni olmayan konuşmaların diğerlerinin izni olmadan kayıt edilmesi yukarıda yer verdiğimiz TCK maddelerinden birine girer ve suç teşkil eder. Bunun sonucunda ise her ne amaçla olursa olsun görüşmeleri kaydeden, başkalarına aktaran veya herkesin ulaşabileceği yerlere yükleyen kişiler, değişik aralıklarda hapis cezalarına çarptırılabilmektedirler. Fakat, işlenmekte olan bir suça veya haksız bir saldırıya ilişkin görüşmenin kaydedilmesi suç teşkil etmemektedir. İşlenmekte olan hakaret, tehdit, rüşvet, cinsel saldırı, iftira veya şantaj gibi bir suçun delilini elde etmek için yapılan kayıtlar farklı değerlendirilmelidir. Çünkü bu durumda yukarıda anlatıldığı gibi kişinin rızası dışında gerçekleşen bir eylemden ziyade, maruz kalınan suç nedeniyle meşru müdafaa çerçevesinde değerlendirilebilecek bir savunma eylemi söz konusudur. Doktirinde ve Yargıtay tarafından da kabul edildiği üzere, kişilerin mağduru oldukları suç ve haksız saldırı nedeniyle delilleri koruma imkanına kavuşması sağlanmalıdır. Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas 2012/5-1270, Karar 2013/248, Karar Tarihi “…kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, yargı merciilerindeki iddialarını ispat etmek için başka türlü delil ibraz etme olanağının bulunmadığı hallerdeki bir takım eylemlerinin de haksızlık unsurunu içermeyeceği, esasen bu gibi hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, …” Yargıtay Dairesi Esas 2012/20608 Karar 2012/18217 Karar Tarihi “…Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle somut olay gelince, katılanların daha önce kendilerine hakaret ve tehdit içerir sözler söylediklerini işiten sanıkların, sabit ev telefonundan katılanlarla yaptıkları görüşmeyi, hakaret ve tehdit vari sözlerin sarfı üzerine teyp cihazı yardımıyla katılanların rızası dışında kasete kaydedip, elde ettikleri teyp kasetini, katılanlar aleyhine tehdit ve hakaret suçlarından açılan ve kendilerinin şikayetçi olarak yer aldıkları davada, vekilleri marifetiyle, mahkemeye delil olarak sunmaları şeklinde gelişen eylemlerinde suç işleme kastları bulunmadığı anlaşılmakla, yapılan yargılama sonucunda, sanıklara atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, atılı suçtan sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak onanmasına karar verilmiştir…” Yargıtay 12. Ceza Dairesi. Esas No2012/20608 Karar No2012/18217 Karar TA “Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü 5237 sayılı TCK’nın 132/1-1. cümlesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için, belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb. ve ortak semboller söz, yazı, işaret vb. aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi, okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi gerektiği; aynı maddenin 2. cümlesinde ise, anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle sabitlenmesi ayrı bir suç olarak düzenlenmiş olup, bu madde kapsamında yer verilmeyen kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin, koşulları bulunduğu takdirde, 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2. cümlesi kapsamında; kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa etmesi, yani; yayması, açığa vurması, afişe etmesi, ilan etmesi, kamuoyuna duyurması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunması eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 132/3. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği…” Hukuk Desteği iletisim [email protected]
esim evi terk etti ihtarname