🌚 Zina Yapan Cennete Giremez Mi
OYU81ew. Zina, evlilik bağı olmaksızın ergen bir erkeğin ergen bir kadınla isteyerek yaptıkları cinsel birleşmeye denir. Zina yapan kimseye “zani” denilir. Zina dinimizin yasakladığı en büyük günahlardan birisidir. Allah-u Teala İsra suresi 32. ayet-i kerimede “Zinaya yaklaşmayınız! Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur” buyurarak zinayı haram kılmış ve müminlerin bu günahtan uzak durmalarını emretmiştir. Zinaya bulaşmak nasıl haramsa ve kişinin ahiretinin helakına sebep oluyorsa, zinadan uzak durmakta bir o kadar sevaptır ve kişinin ahirette kurtuluşuna vesile olmaktadır. Yine bir diğer Ayet-i Kerimede “Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın!”[1] diye emredilmiştir. Gene başka bir ayette de şöyle emredilmektedir “Müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar!” 3-Zinanın Çeşitleri Nelerdir? Zina, en büyük günah olmasına karşılık yine de kendi içinde manevi ağırlığına göre beş kısma ayrılır a-Mahremlerle Yapılan Zina Kendisiyle ebediyen evlenemeyecek olan ana, kız kardeş, kayınvalide ve süt anne veya süt teyze gibi mahremlerle yapılan zina, sorumluluğu en ağır olanı yani günahın en büyüğüdür. Hz. MuhammedSAV bir hadisi şerifte şöyle buyurmaktadır “Mahremiyle zina eden kişi cennete giremez.” b-Savaşa Çıkan Mücahitlerin Kadınlarıyla Yapılan Zina Bu zina türü de ikinci derecede ağırlığa sahiptir Hz. Muhammed SAV bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır “Aman savaşan müminlerin eşlerinden uzak durun. Zira savaşan müminlerin eşleri, savaşa çıkmayıp geride kalmış bulunan mümin erkeklere anneleri gibi Haram dır.” c-Komşu İle Yapılan Zina Üçüncü derecelikli ağırlığı bulunan zina türü de komşularıyla yapılan zinadır. Hz. Mikdad İbn-ü Esved anlatıyor. Allah’ ın ResulüSAV’nün sahabeleri söylüyor “Zina, Allah ın ve peygamberinin haram kıldığı ve kıyamet gününe kadar da haram olarak kalacak olan bir günah fiilidir. Kişinin komşusunun veya ortağının hanımı ile zina etmesi, onun için on kadınla zina etmesinden daha büyük bir günahtır.” d-Evlilerin ve Yaşlıların Yaptıkları Zina Dördüncü derecelikli ağırlığı bulunan zina çeşitidir. Hz. Muhammed SAV bir hadislerinde; “Üç sınıf insan vardır ki Allah kıyamet günün de onları zatına muhatap tutup konuşmaz. Onlara rahmet nazarıyla bakmaz. Onları günahlarından arındırmaz. Onlar için elem verici bir azap da vardır. Bunlar kibirli fakirler, sık sık yalan söyleyen idareciler, evli – yaşlı zinacılardır.” e-Bekarların Yaptığı Zina Bekarların bekarlarla yaptığı zina türüdür. Allah-u Teala “Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız bunları Allah’ın dinini uygulama hususunda acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir topluluk da, onların cezasına şahit olsun” diye emrederek, bu zina türünün de Allah katında ne kadar ağır bir suç olduğu vurgulanmıştır. Bir hadis-i şerifte ise Allah’ın RasülüSAV “Allah indinde zinadan büyük günah yoktur” buyurmuş, bir başka Hadiste de “Zinaya devam eden, putperest gibidir” buyurarak, insanların bu aşağılık suçtan kendilerini korumalarını istemiştir. Çünkü Allah-u Teala Furkan suresi 68. ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır “Onlar Allah ile birlikte başka ilaha dua etmezler. Haksız yere, Allah’ın haram kıldığı kimseyi öldürmezler ve zina da etmezler. Kim bunları yaparsa cezaya çarpar. Ona kıyamet gününde kat kat azap verilir ve o azabın içinde alçaltılmış şekilde ebedi bırakılırlar.” Ayet-i kerimeye dikkat edin! Allah-u Teala zina eden kimseleri, kendisine şirk koşan ve suçsuz yere insanları katleden zalim kimselerle bir zikretmiştir. Allah, müminlerin bu sıfatlara sahip olamayacağını belirtmiş ve bu sıfatlara sahip olanları, ahirette ağır bir azabın beklediğini bildirmiştir. 4-Zinanın Uhrevi Zararları Allah-u Teala insanoğlunu yeryüzüne imtihan amacıyla göndermiştir. Bu imtihanı kazanabilmenin yegane yolu ise Allah’a kulluk vazifemizi yerine getirmektir. Kulluk vazifesinin tam olarak yerine getirilmesi ise; O’nun haram kıldığı yollardan sakınıp, helal kılmış olduğu yollara yönelmekle olur ve Allah’ın rızası da bu noktada kazanılmış olunur. Eğer kul haram yollara yönelecek olursa ahirette hüsrana uğrayanlardan olur. İşte zina günahı da, kişinin ahiretinin helakına neden olan günahların başındadır. İnsanoğlu cinsel ihtiyaçlarının giderilmesini arzu etmektedir ve zaten bu ihtiyacı insanoğluna veren de Allah’tır. Dolayısıyla insanların böyle bir ihtiyacının giderilmesini arzu etmektedir. Ve bu nedenle de kullarını evlenmeye sevk etmiştir. Hristiyanlarda olduğu gibi kişinin ahiretini kazanması için bu ihtiyaçtan uzak durması lazımdır gibi bir anlayış İslamiyette yoktur. Tam aksine bunun bir ihtiyaç olduğu bildirilmekte ve bu ihtiyacın giderilmesi istenmektedir. Fakat bu ihtiyacın gayrı meşru yollarla değil, meşru olan yollarla yani nikahlı olan kimseyle giderilmesi emredilmektedir. Arada nikah olmaksızın bir ihtiyaç giderme yoluna gidilecek olursa imtihan kaybedilmiş ve Allah’ın rızasından uzaklaşılmış olunur. Hz. Abdullah bir gün Peygamber EfendimizSAV’e “Allah katında en büyük günah nedir Ya Rasulallah?” diye soruyor. EfendimizSAV de “Allah’a ortak koşmaktır. Daha sonra rızkına ortak olur korkusuyla çocuğunu öldürmendir. Daha sonra ise komşunun karısıyla zina etmendir.” diye buyurmuşlardır. Allah RasülüSAV’in zinayı en büyük günahlardan üçüncü sıraya koyması, zinanın ne kadar tehlikeli bir günah olduğunu bizlere göstermeye kafidir. Gene başka bir hadislerinde Efendimiz SAV şöyle buyurmaktadır “Eğer zinanın uğratacağı azapla ilgili olarak benim bildiğimi sizler de bilseydiniz pek az güler, çok çok ağlardınız.” Başka bir hadiste ise “Rüyamda, heladaki necaset gibi pis kokan kimseler gördüm. Sonradan bunların zina edenler olduğunu öğrendim.” Bir başka hadiste ise PeygamberimizSAV “Ey insanlar! Zinadan sakının. Çünkü zinanın üçü dünyada ve üçü de ahirette görülecek altı sonucu vardır. Yüzün güzelliğini ve nurunu gidermesi, fakirliği doğurması ve ömrü kısaltması dünyada görülecek sonuçlarıdır. Ahiretteki sonuçları ise; Allah’ın öfkesine düçar olmak, ahiretteki sorgu sualinin çetin olması, helal görülmesi halinde daimi cehennem azabına uğratmasıdır.” Taberani’nin rivayet etmiş olduğu başka bir Hadiste ise “Zina edenin yüzü Cehennemde ateşle yanar.” buyrulmaktadır. Diğer bir Hadiste ise “Yedi kat gök ve yer, zina eden ihtiyarlara devamlı lanet eder” buyrulmuş, yine başka bir Hadiste de “Zina edenlerin avretlerinin kokusu, bütün Cehennem halkına eza verir” buyrularak kişinin ahirette uğrayacağı hüsranlardan bahsedilmiştir. 5-Zinanın Toplumsal ve Biyolojik Zararları Zinanın uhrevi zararlarının yanı sıra dünyevi diye tabir edebileceğimiz toplumsal ve biyolojik zararları da mevcuttur. Bunların birçoğunu PeygamberimizSAV bizlere bildirmiş ve modern tıp da bu zararları onaylarcasına zinanın tehlikelerinden bahsetmiştir. Öncelikle bu zararlarla alakalı PeygamberimizSAV’in hadislerinden birkaç tanesini verdikten sonra modern tıbbın bu konudaki uyarılarından bahsedelim. Toplam 11 , bugün 1
LAF TAŞIYAN, ARABOZAN, DEDİKODU VE GIYBET YAPAN CENNETE GİREMEZ. MÜSLÜMANA KÖTÜ ZAN VE BAŞKASININ ÖZELİNİ ARAŞTIRMAK HARAMDIR. BİZE LAF GETİRENE KARŞI NE YAPMALIYIZ ? MUTLAKA OKUYALIM, 5DK MIZI ALIR OKUMASI, PAYLAŞALIM Koğuculuk laf taşımak Büyük Bir Fitne Ve Bozgunculuktur Ara bozmak maksadıyla insanların sözlerini birbirine taşımaktır. Koğuculuk demek, açıklanması hoş görülmeyen şeyi açıklamaktır. Koğuculuğun genel anlamı, bir sırrı açıklamak ve örtülü kalması istenen şeyin yüzünden perdeyi kaldırmaktır. Eğer koğuculuk yaptığı şey, o kişide bir eksiklik ve kusur ise, o zaman koğuculuk yanında bir de gıybet etmiş olur. Koğuculuk nemime yapana "nemmam" adı verilir. Dinimizin üzerinde önemle durduğu sıfatlardan biri de laf getirip götürme huyudur. Bu rezil huy, fertler arasındaki münasebetleri bozarak toplumun huzuruna tesir ettiğinden ve içtimai bütünlüğü yaraladığı için şiddetle yasaklanmıştır. Bazı günahlar sadece günahı işleyene zarar vermektedir. Bazı günahlar da vardır ki bütün toplumu etkilemekte ve toplumun düzenini bozmaktadır. İşte gıybet arkadan konuşmak ve koğuculuk laf taşımak gibi hastalıklar bu türdendir. Koğucunun yaptığı tahribatı zarar ve bozgunculuğu şeytan bile yapamaz. Koğucunun fitnesi şeytanın fitnesinden daha tehlikeli ve korkunçtur. Çünkü şeytan insana gizli bir vesvese verir. Allah'ın adını zikreder bu vesveseden kurtulursun. Fakat koğucu öyle değil karşına çıkar seninle konuşur ve konuştuklarına birtakım ilaveler de yaparak gidip onları anlatır. Koğucunun şerri o kadar büyüktür ki bazen insanların birbirlerini öldürmelerine bile yol b. Seleme'den şöyle anlatıldıAdamın biri, köle almaya gider. Bir kölenin fiyatını çok ucuz bulur. Sebebini sorar. Sahibi der ki" Bu köle koğucudur, onun için ucuzdur." Alan kimse, bu ayıbı önemsemez, köleyi alır, eve gelir. Köle yeni efendisinin yanında bir süre kaldıktan sonra, adamın hanımına gider; şöyle der" Sen kocana bu kadar hizmet ediyorsun, ama kocan seni sevmiyor. Seni bırakıp başkası ile evlenmek istiyor. Seni sevmesini, üzerine titremesini ister misin?" Kadın" Elbette isterim" der. Köle" Ben büyücüyüm. Kocan uyuduğu zaman bir ustura al. Sakalının alt kısmından bir kaç kıl kes, bana getir büyü yapayım, seni sevsin." der. Zavallı kadın buna inanır. Köle hemen kadının kocasına gider; şöyle der" Efendim, karın seni aldatıyor. Seni öldürüp başkasına gidecek; istersen uyur gibi yap; bunu gözünle gör."Adam uyur gibi yapar. Köle koşar, kadına haber verir. Kadın birkaç tane kıl almak için ustura ile adama doğru yaklaşınca, adam gerçekten karısının kendisini öldürmek istediğini zannederek hemen kalkıp usturayı elinden alarak kadının boğazım keser. Köle hemen kalkar kadının akrabalarına haber verir. Onlar da gelip kadının kocasını öldürürler. Bu sefer köle koşar erkeğin yakınlarına haber verir... Böylece bir aile ve iki kabileyi mahveder. Nemmam laf taşıyan, arabozan Cennete Giremez Resul-i Ekrem şöyle buyurdu Sizin en şerlilerinizi zararlı, tehlikeli, kötü olan size haber vereyim mi?" Ashabı Kiram" Evet, ya Resulullah" dediler. Resul-i Ekrem şöyle buyurdu" Onlar ki koğuculuk laf taşırlar yaparlar, dostların arasını bozarlar, tertemiz insanlarda ayıplar arar ve yakıştırmalar iftiralar atar yaparlar."1 Nuh aleyhisselamm karısı, iftira atıp Nuh aleyhisselamın mecnun deli olduğu iftirasını yayıyordu. Lut aleyhisselamm karısı da, gelen misafirleri kavmine haber veriyordu. Bu çirkin hareketlerinden dolayı Allah u Teala da elim azabı ile onları helak etti. Lut aleyhisselamın ümmeti livata yapıyordu yani erkek erkeğe ilişkiye giriyorlardı. Eğer lut aleyhisselama gelen misafir yakışıklı mı değil mi diye bu rezil işi yapanlara haber veriyordu. Nitekim Resul-i Ekrem şöyle buyurdu" Koğuculuk yapan cennete giremez"[2]Yine Resul-i Ekrem şöyle buyurdu"Kattat kimse cennete giremez."[3] CENNETE GİREMEYECEKLERBaşka bir rivayete göre; Resul-i Ekrem şöyle buyurdu" Allahu Teala, cenneti yarattıktan sonra, ona konuş emrini şöyle konuştu * Bana gelen, saadeti bulur." Bunun üzerine Allahu Teala, şöyle buyurdu " İzzet ve celalime yemin ederim ki, şu sekiz kişi, sende mekan tutamayacaktır1- İçkiye devam eden2- Zina yapmaya devam eden3- Koğuculuk eden,4- Deyyus olan, Eşini kıskanmayan5- İş başına geçip, halka zulümle ağalık yapan,6- Kadına yapılan cinsi fiilden kendine de yapılan erkek eşcinsel erkek ya da kendini karıya benzeten erkek,7- Sılay-ı rahmi kesen akrabayla bağı kesen8- Şunu şunu yapacağını Allah adına and içerek yemin ederek söyleyip vaad eden ve bu vaadini yerine getirmeyen."[4] NOT Tövbe eden sanki o günahı işlememiş gibidir. Diğer bir rivayete göre; Resul-i Ekrem şöyle buyurdu" Kim ki, haksız yere bir sözü, bir müslümanı lekelendirmek için yayarsa, Allahu Teala onu kıyamet gününde ateşle lekelendirir."[5]Yine Resul-i Ekrem buyurdu ki" Söz taşımak ve kin cehennemdir. Aynı zamanda bunların ikisi de bir müslümanda bulunmaz."[6] BİZE BAŞKASININ LAFINI TAŞIYANA KARŞI NE YAPMALIYIZ Nemimenin laf taşımak, ara bozmak tedavi yolları, gıybetin tedavisinde anlatılan çarelerdir Koğucu, sana gelse, "falan kimse sana şöyle şöyle yaptı; şöyle şöyle dedi" derse, bu durumda sana altı şey yapmak düşer 1- Onun sözüne inanmamalısın. Çünkü koğucu, ittifakla fasıktır büyük günahkar ve şahitliği makbul sayılmaz. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurdu" Ey iman edenler, eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onu inceleyin. Yoksa bilmeyerek bir kavme fenalık edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz."[7] Yani bir fasık size bir haber getirirse, durumunu inceleyin. Acele etmeyin, yanlışlıkla bir kavme Koğucuyu çirkin olan o işinden vazgeçirmeli ve nasihat etmelisin. Çünkü bir münkeri kötülüğü engellemek vaciptirgereklidir. Nemime ise münkerlerin büyüklerindendir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurdu" Sizler, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten de nehyedersiniz ve Allah'a inanırsınız.[8]3- Tevbe etmediği takdirde koğucuya Allah için buğzetmelisin. Çünkü o kimse, asidir. Asiye buğzetmek ise Aleyhinde konuştuğu için senin yanında bulunmayan durumunu bilmediğin kimseye kötü zan müslüman bir kimseye kötü zan beslemek Allahu Teala şöyle buyurmuştur" Zannın çoğundan sakınınız, muhakkak zannın bir kısmı günahtır."[9]5- Koğucunun o sözünü araştırma cihetine gidip casusluk etmemelisin. Onun sözü, doğru mu, değil mi? Bu yolda bir araştırma Allahu Teala buyurdu ki"Sakın tecessüs etmeyiniz"Yani, kardeşinizin gizli yanını Koğucuyu menettiğin nemmamlığı kendin yapmamalısın. Yani sen de, sana getirdiği bir haberi başkasına anlatmakla, aynı duruma düşmemelisin. Böyle yapmak da, koğuculuktur. Seleften birisi bir arkadaşını ziyarete gider. Sohbet esnasında bir dostu hakkında dedikodu yapar ve onu çekiştirir. Bunun üzerine ziyaret olunan zatın canı sıkılır ve şöyle derBu ziyaretinle bana yük oldun. Bana üç eziyet getirdin1- Sevdiğim kardeşime beni düşman Huzurumu kaçırdın ve kalbimi bu işlerle meşgul Seni, emin, güvenilir bir insan biliyordum. Onu da Ekrem şöyle buyurdu" Benim katımda en sevimliniz, ahlakça en güzel olan ve çevresi ndekilerle en güzel geçinenİzdir ki, onlar herkesi sever ve herkes te onları sever. Benim katımda en sevimsizleriniz ise koğuculuk yapan, dostların arasını açan ve temiz kimselerde kusur arayanlardır."[10] Rivayet ediliyor ki, Ömer b. Abdulaziz'e bir adam gelerek "Senin hakkında falan kimse şöyle dedi" der. Bunun üzerine Ömer b. Abdulaziz şöyle dedi"İstersen bunu tahkik edelim. Eğer yalancı çıkarsan şu ayetin hükmü altına girersin; "Eğer bir fasık, size bir haber getirirse inceleyin."[11] Eğer duyduğun doğru çıkarsa, şu ayetin hükmü altına girersin. "Halkla çok alay eder ve haber gezdirmek suretiyle çokça koğuculuk yapar.[103]Her iki halde de mesulsün. Eğer istersen, tetkik etmeden seni affedelim de bu iş böyle kalsın!"Adam şöyle dedi"Beni affet, ya emir el müminin' Bir daha böyle bir şey yapmayacağım"'Kendisine dedikodu ulaşan kimseye düşen, onu tasdik etmemek, aleyhinde konuştuğu söylenen kimseye karşı kötü zanda bulunmamak, söyleneni araştırmaya kalkmamak, laf getireni ayıplayıp, bunu bir daha yapmamasını söylemek, eğer vazgeçmezse ona öfkelenmek ve nemmamın söylediğini yaymaya kalkışmamaktır. Aksi takdirde kendisi de nemmam olur. Hasan Basri diyor ki"Bir başkasının sözünü sana ulaştıran; senin sözünü de bir başkasına ulaştırır. Yani koğucu yüz verilecek insan değildir. Ona hiçbir surette güvenilmez. Ona nasıl nefret duyulmasın ki, yalandan, gıybetten, iftiradan, hainlikten, karıştırmaktan, çekememezlikten, hile ile insanların arasını bozmaktan hiçbir vakit kurtulamaz. Koğucu, Allah u Teala'nın birleştirmek istediğini Müslümanlar arasını ayırmak için uğraşan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimsedir. Nitekim Allah u Teala şöyle buyurmuştur"Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere tecavüz ve haksızlıkta bulunanların aleyhinedir. İşte can yakıcı azab bunlaradır."[12] Eğer kardeşiniz hakkındaki hüsnü zannımızın süi zanna, sevgimizin nefrete ve dostluğumuzun düşmanlığa dönüşmesini istemiyorsak koğucuyu Mesud anlatıyor Resul-i Ekrem buyurdu ki" Bana kimse ashabımın birinden canımı sıkacak bir şey getirmesin. Zira ben, sizin karşınıza, içimde hiçbir şey olmadığı halde çıkmak istiyorum."[13] Hadiste Resul-i Ekrem Ashabından herhangi biri hakkında hoşuna gitmeyecek bir söz, bir davranış veya kötü bir sıfatın kendisine ulaştırılmasını, ashabı hakkındaki hüsnü zannını rencide edecek bir şikâyetin olmamasını Hekim oğluna dedi ki" Senin arkadaşların o kimseler olsun ki, sen onlardan onlar da senden ayrıldıkları zaman, ne sen onların aleyhine, ne de onlar senin aleyhinde konuşsunlar."Dilimin ve nefs-i emmarenin şerrinden Allahu Tealaya sı lillahi rabbil alemin. Yazımızı beğenip paylaşalım ki başkalarının da okuyup amel etmesine vesile olabiliriz. Okuyan yoruma nokta bıraksın ki sayfamızın erişimi yükselsin. Düşük olursa paylaşımlarımız daha az kişiye ulaştırılır.[1] Ahmed[2] Buhari ve Müslim[3] Buhari ve Müslim[4] Nesai, Ahmed[5] İbn-i Ebi Dünya[6] Et-Tergib ve't-Terhib, 3/498, Taberani[7] Hücurat6[8] Al-iİmran[9] Hücurat12[10] Taberani, Bezzar[11] Hücurat6[12] Kalem[13] Şura42[14] Tirmizi, Ebu Davud ******* Adamın biri Hasan-ı Basri hazretlerine gelir. ´Biliyor musunuz der, filanca sizin hakkınızda olmayacak şeyler söylüyor - Nerden biliyorsun - Kulaklarımla duydum. - Nerede - Fitnecinin evinde - Orada ne arıyordun - Ziyafete gitmiştim. - Peki neler ikram etti - Çorba, börek, pilav, tatlı, dolmalar, köfteler, meyveler, şerbetler... Bir sürü şeyler işte. Bütün bunları içinde tutuyorsun da o üç beş kelimeyi niye tutamıyorsun da niye laf taşıyorsun. Sana başkasının lafını getiren senin lafını da başkasına götürmez mi? Gıybet etmek ve gıybet edilen lafı taşımak haramdır. İftira hepsinden büyük günahtır. Çünkü iftirada yalanda vardır.
bir gerçek. amelleri neticesinde yaptığı hesap kitapla cennete gireceğini zanneden de hata yapıyor; yine amelleri neticesinde cennete giremeyeceğini hisseden de hata yapıyor. hakikat ise peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem'in aşağıdaki hadisi ile bize ulaştırılmış vaziyette.“hiç kimse kendi ameliyle cennete girmez.”“sen de mi ya resulallah!” dediklerinde de,“evet ben de; meğer ki rabbim beni rahmetinin kucağına almış olsun.”buharî, rikak,18; müslim, münafikîn, 71-73. eksik açıklamalar ile insanları şüpheye sevkedebilecek bir söz. bu imanın en üst noktasında kavranabilecek bişey. buralarda tam açıklayamayan ifadelerle yazmak sadece soru işaretlerini artırır. kişisel fikrim cennet veya cehennem olgusunun dahi sorgulandığı bir aşamada şu an ve bu soru işaretlerini geçeli çok oldu. sadece belirtmek istedim. ameliyle zaten giremezssin de bi ihtimal ameli ile girebilirsin bilinmez. duruma göre fare boku kadar imanla cennete girebiliyosun yada dünyayı kurtarsan kar etmiyor. ama hep bir bilinmezlik, yetersizlik havası estiriliyor. hacı hoca tayfası, "bizim bildiğimiz bir hiç" derken, yaratıcı dediğinin yerine geniş geniş hüküm vermekten çekinmiyor. mesela "hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez" diyen kişiye;-"evet doğru söylüyor, hükmü bildiriyor" deyip destekleyebiliyosun. yada, -"sen kim oluyorsun, allah dilediğini affeder. bu hüküm şirktir" deyip kellesiyle top oynayabiliyorsun. illa inançlıyım diyenlere tavsiyem şudur; o dinlerin temeli topluluk yaratmaktır. dünyadaki herkes ateist olsaydı, ellerinizdeki mevcut kaynak bir bilinmezcilik yanlısı toplum oluşturmak için de yeterli olurdu. hatta tanrıların varlığı ve yokluğu açısından en mükemmel imani kanıt sayılırdı. o yüzden hangi dine inanıyorsanız, hep yumuşak ve sizi zorlamayacak şeylere inanın, bu şekilde 2 nesil sonra yobazlaşma amacına ulaşıp, azgın dindar nesillerin temelini atmış olursunuz. öyle direk konuya girip, hemen yobazlaşmaya çalışırsanız 1000lerce yıllık hurafeler beyninizi yakar, iranlı sadistler gibi kendinizi kırbaçlayıp, zina yaptım diye taşlanarak öldürülmenin kurtuluş olduğunu düşünürsünüz. yani demem o ki, kurtuluş sadece yobazlığın evladınıza devri ile size ulaşır. hala cennet cehennem gibi kavramlara inaniyor insanlar ya valla helal olsun. 300 sene sonra bilinen dinler antik yunan mitolojisine donecek, acin gozünüzü birazcik. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Bir eşcinsel bunu merak etti, din alimine sordu. "Eşcinseller de cennete gider mi?" Yanıt ne oldu dersiniz... Abone ol Eşcinsel olan bir okur, "cennete gidip gidemeyeceğini" merak etti. Cevabı öğrenmek için de Prof. Dr. Süleyman Ateş'e mektup yazdı. Önce mektuba bir gözatalım; "Kendimden nefret ediyorum. Bu pisliği de yaşadım ne yazık ki. Her şeye tövbe ettim. Şimdi beş vakit namazımı kılıyorum. Eşcinseller cennete giremez’ diye duyunca dünyam başıma yıkıldı. Kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruç, haccımız, tövbemiz, korkumuz hep boşa mı gidecek? Eşcinseller tövbe edip ibadetlerini yerine getirmeye çalışmalarına rağmen cehenneme mi girecek? Biz yanmak için mi yaratıldık? Bu adaletsizlik olmaz mı? Benim tövbem ve Allah’a dönüşüm kabul olacak mı? Yoksa artık ben lanetli bir insan mıyım?" "EŞCİNSELLİK BÜYÜK GÜNAH AMA..." Gencin sorduğu sorulara , eşcinselliğin büyük olduğunu hatırlatıp, "Allah tövbe edenin tövbesini kabul eder" hatırlatmasını yaptı. Süleyman Ateş, "Eşcinseller cennete girmez diye Kur’ân’da bir ifade yok. Arada derece farkı olsa da zina da, eşcinsellik de, hırsızlık da büyük günahtır. Ama hangi günah olursa olsun Allah tövbe edenin günahını siler. “Bir kez Allah, dese aşk iyle lisan Dökülür cümle günah misl-i hazan” Allah diye yalvaran kişinin güz yaprakları gibi tüm günahları dökülür. Boş yere dünyayı kendinize zindan etmeyin. Allah’ı sevin, Allah da sizi sever. Sevmese yaşatmaz ki... "
Kafirler Cennet’e girecek mi? Asi ve günahkar Müslümanlar Cennet’e girecek mi? İşte Cennet’e girmek istemeyen iki sınıf Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “İstemeyenler dışında, ümmetimin tamamı Cennet’e girer” buyurdu. Bunun üzerine - Ey Allah’ın elçisi, Cennet’e girmeyi kim istemez ki? denildi. Peygamber Efendimiz – “Bana itaat edenler Cennet’e girer, bana karşı gelenler Cennet’i istememiş demektir” buyurdu. Buhârî, İ’tisâm 2 CENNET’E GİRMEK İSTEMEYEN KİMSELER Cennete girmeyi istemeyenleri iki sınıfta toplamak veya iki şekilde anlamak mümkündür. Adına “ümmet-i dâvet” denilen ve kendilerine İslâm tebliği ulaştırılan kimseler, şâyet bu daveti kabul etmezler, yani müslüman olmazlarsa, kâfir diye adlandırılırlar. Bir diğer grup ise, “ümmet-i icâbet” denilen ve İslâm’ı kabul etmiş olanlardır. Bunlar, örnek nitelikte olması gereken insanlardır. Fakat bunlar arasında Peygamber’in tebliğ ettiklerine uymayanlar ve dinin emirlerini gerektiği şekilde yerine getirmeyenler de vardır ki, bunlar da âsî yani günahkâr kabul edilirler. Kâfir olanlar hiçbir şekilde Cennet’e giremezler. Âsi, günahkâr kabul edilenler ise, Cehennem’de cezalarını çektikten sonra Cennet’e girerler. Demek oluyor ki, günah imanı gidermez, fakat sahibini Cehennem’e sokar. Ancak bu Cehennem’de kalış, kâfirlerde olduğu gibi sürekli ve ebedî değildir. Sahâbe-i Kirâm, Cennet’i istemeyenlerin kimler olabileceğini merak edip şaşırdılar ve Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’den bunu öğrenmek istediler. Allah Resûlü’nün cevabı kısa, ama son derece muhtevalı oldu. Buna göre kendisine itaat eden cennete girecek, isyan eden ise CehennemVe girmeyi istemiş olacaktır. Peygamber’e itaat, Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılıp bağlanmayı içine alır ki, böyle hareket edenler mü’min olarak Cennet’e girerler. Peygamber’e isyan ise, ya tamamen İslâm’ı kabul etmemeyi ifade eder ki, o zaman bu âsi kişi kâfir olarak kalıp ebediyyen cehenneme girer veya müslüman olduğu halde Allah’a ve Resûlü’nün emirlerine uygun hareket etmeyerek günahkâr olur, günahının cezasını çektikten sonra cennete girer. HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ 1. Peygamber’e itaat etmek, Cennet’e girmeye vesiledir. 2. Peygamber’e isyân, dini kabul etmemek anlamına geleceği için böyleleri ebediyyen Cehennem’de kalır. İslâm’ı kabul ettiği halde günah işlemeye devam eden kimse Cehennem’e girer, ancak orada temelli kalmaz. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
zina yapan cennete giremez mi