🎾 Aile Içi Olumlu Ve Olumsuz Iletişim Örnekleri
Kavramınolumlu ve olumsuz örnekleri. Örneklerin sırası. Sürekli çevrim. yani okuma-yazma, matematik, kavram ve iletişim becerilerinin öğretiminde kullanılır. Ayrıca sosyal beceri öğretim programlarının uygulanmasında yaygın olarak tercih edilir. Özel Eğitim Aile Görüşme Formu 21 Kasım 2020; Lingin Sesleri 19
Olumluya da olumsuz yaklaşimlar. Olay ve insanlara olumsuz yaklaşımları nedeniyle, kimine özellikle uzak durmaya çalışırım. Onların kötümserlikleri kadar, sürekli bir felaket beklentisi içinde görünüyor olmaları, söyleşide bulunduğumuz sürede ve hatta ayrıldıktan sonra bile, beni olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu
Doğruiletişim şu şekilde olmalıydı: _ Matematik sınavım çok kötü geçti. Bildiğim soruyu yapamadım. _ Anlıyorum. Belki de bir konuda eksiğin vardır. _ Evet türev konusundaki iki soruyu yapamadım. _ Demek eksiklik burada. Bak sorunu buldun ona çözüm de bulabilirsin. _ Evet eve gidince türeve biraz daha bakayım.
Kurumiçi iletişim çalışmalarında göz önünde bulundurulması gereken noktalar şunlardır: (Okay, 2000; 178-181). Aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya çapraz ve dışa dönük akışının tespit edilmesi (Sabuncu oğlu, Tüz, 1998; 60-67). Kuruluştaki olumlu yada olumsuz tüm gelişme-ler hakkında çalışanları haberdar
Olumsuzakran baskısı, belirli vücut imajlarını “seksi” veya “çirkin” olarak, davranışları “havalı” veya “topal” olarak teşvik ederek veya sosyal medyada potansiyel olarak tehlikeli zorluklar zinciri başlatarak da ortaya çıkabilir. Bazı örnekler hem olumlu hem de olumsuz akran baskısından bahsedebilir. Online
Olumsuzdüşünürseniz içinde bulunduğunuz durumu düzeltmek ya da bununla başa çıkmak için ihtiyacınız olan gücü kendinizde bulamazsınız. ÖRNEK: Juliza çok mutsuz bir çocukluk geçirdi. Fakir bir ailede büyüdü ve babası alkolikti. Ayrıca sürekli oradan oraya taşınıyorlardı.
Aileiçi şiddeti ve toplumsal şiddeti kökten çözmenin yolu ise çocuğa yönelik şiddeti çözmekten geçer. Bu yüzden çalışmamızda aile içinde çocuğa yönelik şiddet esas alınmıştır. Çocuğun gelişimi ve iyi bir vatandaş olması, çocukluk döneminde olumlu davranış, tutum ve değerler geliştirmesine bağlıdır.
Bunuyeni bir deneyim olarak kabul etmeliyiz - olumlu olarak. Olumsuz tutum kesinlikle iç çatışmalara yol açacaktır. Yeni bir şeye alışmak, motivasyon ve enerjinin sorumluluğunu üstlenir, bu nedenle korku ve endişe ancak gelişmenin önünü açabilir. Önleme aynı zamanda iç huzursuzlukla, deneyimlerle mücadeleye hizmet eder.
İnternetinYararları. 1- Bilgiye Ulaşmayı Sağlar. 2-Bilgiye Hızlı Ulaşmayı Sağlar. 3-Gidemediğimiz Göremediğimiz Her yer Hakkında Bilgi Edinmemizi Sağlar. 4-Film , Müzik ve Videolar Sayesinde Eğlenceli Vakit Geçirmemizi Sağlar. 5-Sosyal İletişim Siteleri Sayesinde Yeni Dostluklar ve Paylaşımlar Edinmemizi Sağlar.
Annebaba ve çocuk arasındaki olumlu iletişim ailenin mutluluğunu artırır. Ayrıca çocuğun bu iletişim tarzını model alarak hayatı boyunca sağlıklı sosyal ilişki Aile & Evlilik; Aile içinde olumlu iletişim nasıl olmalı? Herkonu Forum Sitesi. Herkonu Forum Sitesi Admin Kayıt tarihi : 26/01/08 Mesaj Sayıs
Üyelerinadeta gizli antlaşma ile ve ortaklaşa belirlenen bu amaç bütün üyelerinin gereksinimlerini aynı anda karşılayabilecekleri sosyal, psikolojik, fiziksel vb. bir ortam sağlamaktır. Her sosyal organizasyon gibi ailenin de bir örgütlenmesi / yapılanması vardır. Aile bir insan sistemidir. Aileyi; insan üyeler
2 Kendini açmak ve kendini doğru ifade edebilmek.(Biz ailemizden nasıl görüyorsak öyle iletişim kuruyoruz. Duygu ve düşüncelerin çok ifade edilmeği bir ortamda büyümüşsek biz de kendimizi çok konuşma gereği duymuyoruz(Şahin,2011). 3. Karşımızdakini etkin ve ilgili dinlemek. 3.
WsjKDyu. Buradan bakacak olursak bir ailenin içine doğan her çocuk için aile aslında hayata nasıl bakılacağının, nasıl algılanacağının öğrenildiği, nasıl iletişim kurulacağının öğrenildiği bir ilk okuldur aslında. Çünkü çocuklarımız doğdukları ilk aylardan itibaren evin havasını algılamaya başlarlar ve yavaş yavaş sindirerek, yaşayarak ilk derslerini alırlar. Kendilerine tembih edilenleri değil gördüklerini, izlediklerini çok daha kolay ve kalıcı birşekilde öğrenirler. Bu nedenle aileye bir çocuk katıldığında o birliktelik gerçek, esas bir aile olur ve anne - babaya bir çok sorumluluk çekirdek aile kurulurken eşlerden herbiri kendi köken ailelerinin davranışlarını,alışkanlıklarını, adetlerini, bakış açılarını ve iletişim kurma tarzlarını beraberlerinde getirirler. Yani hem kadın hem de erkek kendi bildikleri ve alıştıkları şekilde iletişime geçerler. İletişim derken şunu kastediyoruz; duygu ve düşüncelerini ifade ediş biçimleri, olaylara yaklaşımları yani genellikle olumlu mu yoksa olumsuz mu yaklaştıkları, sorunları nasıl çözmeye alıştıklarını ve erkek içine doğdukları aileleri farklı olduğu için haliyle yukarıda sayılanlara yaklaşımları da farklı olacaktır. İşte evlilikleri bitme ya da peşinden sürüklenme noktasına getiren hep bu algılayış farkları ve yaklaşım farklarıdır. Çoğu çatışma hep bu farklı bakış açıları yüzünden bir trafik akışı gibi düşünebilirsiniz mutlaka kural dışı davranışlar ve doğal olarak kazalar da olacaktır. Bunlara iletişim kazaları diyebiliriz. Yani olmaması mümkün değil. Burada asıl mesele çatışmaların nasıl çözüleceğini bilmek bu konuda kafa yormak. Bizim geleneksel yapımızda sorunları tartışarak çözmekten çok sesi en gür çıkan kişi kimse ,istemeden de olsa onun dediğini yapmak şeklinde çözülür. Daha doğrusu çözülmüş gibi yapılır, kısa bir süre kabullenilir ancak bu durumun yarattığı olumsuz duygular bir yere gitmez sadece hasır altı edilir bir yerlerde saklanır ancak o hasırın altının da belli bir kapasitesi vardır ve sonunda dolar artık hiçbirşeyi oraya süpüremez olursunuz. İşte ilişkideki bilinç altımız da böyle dolar ve doluluk sonucunda herkes kendi kişilik özelliklerine göre, mizaçlarına göre farklı tepkiler içe kapanır,Bazıları agresifleşir, bağırır, çağırır kırar döker,Bazıları bir aldırmazlık geliştirir, boşverci olur,Bazılarının sağlıkla iligili yakınmaları başlar, hastalık hastası olurlar,Bazılarının uykuları bozulur karamsarlaşırlar,Bazıları depresyona uzlaşılmayan her türlü çatışma, çözülmeyen her türlü problem zaman içinde birikir birikir ve bir müddet sonra çok rahatsız edici bir hale gelir. İfade edilmeyen olumsuz duygular Allahtan küçük patlamalar şeklinde ara ara açığa çıkar da ruh sağlığımızı korumamıza yardım eder. Bu küçük patlamalar emniyet sübabı bizim cephemizde böyleyken karşımızdaki kişi için de kocamız, çocuğumuz, kardeşimiz, iş arkadaşımız için de aynıdır, yani kısaca herkesin birbirinin anlayışına, hoşgörüsüne ihtiyacı bu noktada bazı iletişim kuralları devreye girerse sorunların çözümü biraza da olsa kolaylaşır .Mesela kural bir; doğru dinlemeyi bilmektir. Bırakın çocuğunuz üzüntüsünü, kızgınlığını, kıskançlığını anlatsın zehirini akıtsın. İnsanız hepimiz bu duyguları yaşarız. Onları olumsuz duygularından ötürü suçlamayın, ayıplamayın, yargılamayın sadece susun ve dinleyin ki onları duyabilesiniz, anlayabilesiniz. Duygularını onaylamıyor olabilirsiniz, onaylamanız gerekmez, o anda önerdiği şey anlattığı şey size çok saçma ve gerçek dışı geliyor da olsa dinleyin hm demek böyle hissediyorsun’ diyin ve anlatmasına fırsat verin. Zaten o büyük olasılıkla bu şekilde dinlendiğinde kendi hatalı fikrini kendisi farkedecektir. Bizler genellikle konuştuğumuz için , bol bol öğüt verdiğimiz için, yargıladığımız için dinlemiyoruz ve de gerçek sorunu gözden kaçırıyoruz .Neden böyle? Çünkü böyle gördük böyle öğrendik, sandık ki annelik-babalık öğüt vermekten ibaret yani’ ben nasıl olması gerektiğini anlatırsam çocuk da doğruları öğrenir ve yapar’ ama ne yazık ki öyle olmuyor. Çocuk sizin bizim söylediklerimizi değil yaptıklarımızı öğreniyor yani habire "oku oğlum" diyeceğimize elimize bir kitap alıp okursak, düzenli olarak dişimizi fırçalarsak, televizyon karşısında bütün geceyi geçirmeden sadece bilinçli olarak seçtiğimiz programları izlersek, yani model olursak, örnek olursak çocuklarımız zor bir iştir. Öğrenilmesi gereken ve de öğrenilebilen bir davranıştır. Öncelikle sabırlı olmak lazım, bir derin nefes alıp sorunun kime ait olduğunu iyi ayırt etmek lazım bunu anlamanın en kestirme yolu da mevcut durumun en çok kimi rahatsız ettiğidir, sorun onu sorunudur . Bu durum eşimizle olan çatışmalar için de geçerli .İşte tam bu noktada biraz sakin olmak sorun sahibini önyargısız bir şekilde dinlemek kızgınsak bile geri adım atmak gerekebilir , başka bir deyişle vitesi küçültmek gerekebilir. yani hangimizin derdi daha öncelikli ise ona anlayış gösterebilirsek çatışmalar yıkıcı olmaktan çıkar tam tersi öğretici ve yakınlaştırıcı olur yani böyle olumlu davranarak çocuğumuza bak işte sorun böyle bir yaklaşımla daha az kırıcı bir şekilde konuşulabilir mesajını vermiş olursunuz ki bu çok kıymetli bir derstir. KIrk saat anlatmaltan çok daha bazen çok öfkeli olduğumuzu hissettiğimizde sorunu o anda çözme telaşına kapılmadan bunu daha sonra konuşalım diyebilmek de çok önemlidir bizi büyük ve kırıcı kavgalardan korur. Böyle söyleyerek ortamı terketmek oda değiştirmek derin bir nefes almak öfke kontrolünü kural kendimizi doğru bir şekilde ben’ diliyle ifade edebilmektir. Çocuklarımıza neden hoşlanmadığımızı iyi bir şekilde ifade etmezsek, bilemezler. "Mesela sofrayı hazırlayıp çağırdığımda kısa sürede gelmenizi istiyorum".ya da " Herkes yemeğini bitirdikten sonra tabağını bardağını lavaboya götürsün" demezsek bunları yapmadıkları zaman onlara söylenmeye hakkımız olmaz. Çocuklar bunun bizim için önemli olduğunu onlardan bu davranışı beklediğimizi bilemeyebilirler, yani güzel bir şekilde bunu ifade etmek diğer kural ya da husus da çocuklara sınırlarımız olduğunu ailede kurallar ve sınırlar olmalıdır. Bu çocuklar için de çok güvenli ve faydalıdır küçük yaştan itibaren ailenin taviz vermediği tutarlı kuralları olursa, çocuklar da nerede nasıl davranacaklarını öğrenebilirler. Anne babaları nereye kadar esner nerede durmak gerekir bunları çocuklarımıza öğretmemiz onların da hayatını diğer kural duygulardan korkmayınZaten başımıza ne geldiyse korkmaktan geliyor. Yani sizin çocuğunuz da normal bir insan tabii ki kardeşini ya da arkadaşını kıskanacak tabii ki üzülecek, pişmanlık duyacak ,öfkelenecek. Hani dedik ya zehirini akıtsın diye az evvel evet zehirini akıtsın ki ,siz onları suçlamadan ayıplamadan dinleyin ki bu olumsuz duygular kalıcı hale gelmesin çocuğu kirletmesin. Mesela Kıskançlık , eskisi gibi sevilmeyecek beğenilmeyecek tercih edilmeyecek olma korkusundan kendini etkili bir şekilde ifade edemeyecek olmaktan yani yetersizlik korkusundan kaynaklanır. İşte biz bu kriz anlarını iyi bir dinleyici olarak asıl alt yazıyı okuyabilirsek kodlanmış mesajları anlayabilirsek asıl nedeni daha kolay bulabiliriz. Çünkü çocuklar konuşabilirlerse bize çok değerli ip uçları sorulması gereken ana soru şu benceNasıl dinleyelim ki çocuklarımız konuşsun?Nasıl konuşalım ki çocuklarımız dinlesin?Eğer bir sorun varsa çocuk tedirginse, suçluluk duyuyorsa, kendini kötü ve başarısız hissediyorsa orada öğrenme olmaz etkili ve kalıcı bir öğrenme ancak sorunsuz zamanlarda olur yani siz korkuttuğunuz suçladığınız çocuğunuza birşey öğretemezsiniz .Sadece daha kötü hissetmesine öfke duymasına sebep olursunuz .Başka bir deyişle kötü örnek olmuş ve birbirimiz için yapabileceğimiz en iyi şeylerden bir de olumlu geri bildirim vermektir yani gerçekten, samimiyetle beğendiğimiz bir davranışını, tavrını farketmek ve dile getirmektir."Bugün seçtiğin renkler sana çok yakışmış, "Bu sınava çok gayretle hazırlandın çok çaba gösterdin, aferin", "Yemek nefis olmuş eline sağlık" gibi gördüğümüz güzel davranışları da belirtelim ki çocuklarımız onlarda neleri beğendiğimizi de bilsinler ve o güzel davranışları ne biliyorsak, ne gördüysek onu yaparız ama artık bunu sorgulamanın zamanı geldi, yani genç anne babalar olarak çocuk yetiştirme işini hafife almadan yeni şeyler öğrenmenin iyi bir şey olduğunu biliyoruz. İster istemez anne babalarımız gibi de davranıyoruz. Bu kaçınılmaz, çünkü içimize işlemiş ama kısa bir süre sonra düşünüp, çocuğunuza davranışınızı yanlış bulduysanız da onu karşınıza alıp çok öfkeliydim o anda istemediğim gibi davrandım fazla tepki verdim üzgünüm oğlum-kızım’ demek de çok erdemli ve öğretici bir davranıştır. Gerektiğinde özür dilemeyi de bilmek iyidir. Hem çocuklardan hem eşten hem de bazen uzun sözün kısası hayatta sorunlar vardır, çatışmalar vardır bunlardan kaçınamayız. Asıl mesele nasıl onlara nasıl yaklaştığımız ve nasıl PSİKOLOG SEVTAP ÇAKMAKÇI
İki kardeş arasındaki iletişimi etkileyen tutum ve davranışları olumlu ve olumsuz olarak guruplandırınız. Sosyal Bilgiler ders kitabı sayfa 15 cevaplarını okuyabilirsiniz. İletişim bazı davranışlardan olumlu ve olumsuz kardeş arasındaki iletişimi etkileyen tutum ve davranışları olumlu ve olumsuz olarak konuşmakSevgi ve saygı içinde dinlemekDikkatle dinlemekOLUMSUZDuymazlıktan gelmekYüzüne bakmamakKaba cevap vermekYüksek ses tonu ile konuşmakTehdit etmekOdayı hızla terk etmekKarşımızdakine fırsat vermeden konuşmakBirbirlerini suçlamakİLAVE AÇIKLAMAİletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir.
olumlu iletişim diyalogları olumlu tutum ve davranışlar olumsuz iletişim diyalogları iletişimde tutum ve davranışlar olumsuzYarına çocuk yetiştirmek yetiştirirken aile içi tutumlarımıza dikkat etmeliyiz. Aile içi olumlu ve olumsuz tutumları şöyle sıralayabiliriz. Olumsuz aile tutumları 1. Aşırı sevgi ve gevşek eğitim Bu tutumu gösteren ailelerde sevgi, çocuğa şımartılacak derecede çok verilir ve disiplin yok denecek kadar azdır. Çocuktan çok az şey beklenir. Bu tarz yetiştirilen çocuklar genellikle erişkinlik yaşamlarında sorumluluk taşımayan, hep alıcı bireyler olarak karşımıza çıkar. Burada verilen sevgi, aşırı vericilik ve aşırı koruyuculuk biçimindedir. Disiplin tarzları ise yalancı bir hoşgörü biçiminde görünürse de aslında ailenin güçsüzlüğünün ve yetersizliğinin bir sonucudur. Çocuk ne kadar büyümüş olursa olsun, aile ona ilk yıllarda olduğu gibi daima vermeye ve korumaya eğilimlidir. Böyle çocukların ileride, doyumsuz ve bencil olma olasılığı fazladır. Eğer aile varlıklı ise çocuğu bir süre daha doyurulabilir; çocuk dayanaksız ve doyumsuz kaldığında ise alkol, kumar ve madde kullanımına başlama olasılığı artar. Bazı anne-babalar otorite olmayı öğrenememişlerdir; bunlar çocuklarına gerekli sınırlamaları koyamazlar. Bir kısım anne-baba ise katı baskı altında yetişmişlerdir. Kendi yaşamadıklarını çocuklarına yaşatmak isterler ve dolaylı olarak doyum sağlamaya çalışırlar. Ne var ki, sınırların katı ve dar olması kadar iyi çizilmemesi de çocuğun gerekli rehberlikten yoksun kalmasına neden olur. Bu gibi çocuklarda başkaldırıcı ve toplumdışı davranışlar daha sık gözlenir. 2. Aşırı sevgi ve sıkı eğitim Burada sevgi, aynı birinci tutumda olduğu gibi aşırı verici ve koruyucu bir davranışla sunulmaktadır. Ancak çocuğa bir bebek gibi bakıldığı halde, kendisinden beklenenler çoktur. Hiçbirşey esirgenmez; özel dersler aldırılır, çeşitli olanaklar sağlanır. Buna karşılık çocuktan ileri düzeyde başarı beklenir. Bu tutumla yetiştirilen çocukların nevrotik olma olasılıkları çok yüksektir. Bu beklenti, sevgi ile beraber sunulduğundan çoğunlukla çocuklar tarafından kolay benimsenir ve benliğe sindirilir. Bazen çocuk bu özellikleri çok sindirmiştir ve kendisini aşırı derecede kontrol eder; böylece acımasız bir üstbenliğe sahip erişkin olarak yetişir. 3. Yetersiz sevgi ve aşırı disiplin Sıkı eğitim vardır ve disiplin genellikle aşırı cezalarla uygulanır; en küçük şeyde cezalandırma dayak, şiddet yoluna gidilir. Çocuk çoğunlukla aşağılanır ve horlanır. Böyle yetiştirilen çocuklarda saldırgan ve antisosyal davranışlara eğilim artar. Bu tür ailelerde büyüyen çocuklar, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek isterler ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorlanırlar. 4. Gevşek eğitim ve yetersiz sevgi Bu durum yoksul ve kalabalık ailelerde gözlenir. Çocuğa düşen sevgi ve ilgi payı azdır. Çocuğun eğitimi de yetersizdir. Böyle çocuklar "saldım çayıra, mevlam kayıra” anlayışı ile yetişir. Çocuk, kendi yolunu bulmaya çalışır. Böyle çocuklar pasif ve donukturlar. Bu tutumda da disiplinsizlik söz konusudur, ancak disiplinsizliğin buradaki nedeni sorumsuzluk ve ilgisizliktir. Sevginin yetersiz oluşu aşırı iticiliğe neden olur. Çocuk yeterli sevgi ve bakım görmez. Hazır olmadığı çağlarda bağımsızlığa zorlanır; bir an önce kendi kendisine yetmesi ve kendisine bakması beklenir. Diğer Olumsuz Aile Tutumları a. Anne ve babanın tutumları arasında tutarsızlık Bu tutumda, bir çocuğa annenin ayrı, babanın ayrı bir tutum izlemesi söz konusudur. Çocuğa konulan sınırların sürdürebilmesi için anne-babanın davranışlarında tutarlı olması gerekir. b. Aile içindeki kardeşlere farklı tutumlar Burada çocuklar arasında ayrımcılık vardır. Örneğin, kız çocukla erkek çocuk arasında veya yatağını ıslatan çocukla diğer çocuklar arasında ayırım yapılır. c. Aile içi kutuplaşmalar Aile içinde bazen klikleşmeler, aile içindeki bir grubun başka gruba ya da kişiye karşı çıkması, gizli anlaşmalar oldukça sık görülür. Bazen anne-baba çocuklara karşı, çocuklar anne-babaya karşı, bazen de bir çocukla baba, bir başka çocukla anneye karşı kutuplaşabilir. Çocuk aile içinde herkesin yüklendiği bir şamar oğlanı da olabilir. Sağlıklı olumlu aile tutumları Sağlıklı tutum Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel ögesi vardır; 1. Sevgi, 2. Disiplin. Kuramsal olarak en olumlu tutum, temel gereksinimleri en uygun biçimde karşılayan, kişide kendi kendisini doyurabilme yetisi geliştiren, iki temel ögeyi en sağlıklı biçimde ve oranda içinde bulunduran tutumdur. Disiplin, aile içindeki denge ve düzenin oluşturulmasında büyük önem taşır. Ancak disiplin toplumumuzda çoğunlukla "cezalandırma" ile eşanlamlı olarak değerlendirilmektedir. Her ne kadar kelime anlamıyla "katılık" ve "kuralcılık" gibi kavramları çağrıştırıyorsa da gerçek anlamda disiplin, cezalandırma kadar ödüllendirmeyi de içerir ve çocuğun topluma uyumunu kolaylaştıran davranışın yönlendirilmesini amaçlar. Disiplin, çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretir, kendi kendini denetleme ya da iç denetim demek olan ahlak gelişimini sağlar. Disiplin, tutarlılık ve esneklik gibi temel ilkeleri içermelidir. Katı ve baskıcı disiplinle davranışı yönlendirmeyi amaçlayan anne-baba; çocuğun kendilerine karşı korku, öfke ve kızgınlık içinde olmasına neden olur, çocuğa saldırgan olmayı ve sorunlarını şiddet yoluyla çözmeyi öğretir ve zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açar. Araştırmalarda disiplin yöntemi olarak ödüllendirmenin ceza vermekten daha etkili olduğu saptanmıştır. Disiplin hem yeteri kadar hem de çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Kurallar açık olmalı ve uygulanabilmelidir. Ceza verilmesi gerekiyorsa hemen uygulanmalı ve üstü örtülmemelidir. Ceza, çocuğun özüne değil de davranışlarına yönelik olmalıdır. Anne-babalar çocuklarına sevgi, anlayış, sabır ve hoşgörü ile disiplin vermelidir. Anne-baba-çocuk ilişkilerini içinde yaşanan toplumun etkileri belirler. Türk aile ve eğitim sistemine bakıldığında, genelde otoriter, kısıtlayıcı, aşırı koruyucu ve kontrol edici bir yapının ortaya çıktığı, çocukların saygılı, başeğici, pasif ve uysal kişilik yapısıyla biçimlendiği, kurallara uygun davranışlar ödüllendirilirken; aktif, sorgulayıcı, atılgan davranışların cezalandırıldığı görülmektedir. Başka bir deyişle, toplumumuzda çoğunlukla pasif ve söz dinleyen çocuklar anne-babayla olumlu ilişkilere girmekte, kendi görüşlerini ifade edebilen aktif ve girişken çocuklar ise çatışma kaynağı olmaktadır. Hoşgörülü ve demokratik ailelerde büyüyen çocuklar, arkadaşları ile ilişkilerinde daha etkin, daha girişken, yaratıcı fikirler ileri sürebilen ve fikirlerini söyleme eğiliminde görülen çocuklar olmaktadır. Sevgi ve şefkat insan ruhunun üretebildiği en gönül okşayıcı duygulardır. Sevgi, övgü ve takdir insana değerli olduğu duygusunu verir; değerli olduğunu hisseden insan da çevresine değer verir. Hepimizin ortak amacı çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı yetişmesidir. Bunda anne-babaların tutumlarının etkisinin büyük olduğu gerçeği yadsınamaz. Anne-babaların çocuklarına yönelik tutumlarının sağlıklı olması, büyük ölçüde onların kendi içlerinde barışık, dengeli, huzurlu ve birbirlerine karşı sevgi ve saygılı olmalarına bağlıdır.
İçindekiler1 Aile İçi İletişim Nedir?2 Aile İçi Etkili İletişim Nasıl Olmalıdır?3 Aile İçi Olumlu ve Olumsuz İletişim Örnekleri Nelerdir? İletişim nedir sorusu ile başlayalım öncelikle. Karşılıklı olarak duygularımızın, düşüncelerimizin, paylaşmak istediklerimizin karşı tarafa aktarılmasıdır iletişim. Bu iletişim sözlu olabildiği gibi sozsuz de olabilir pek tabii. O halde aile içi iletişim , sözlü yada sözsüz olarak aile içindeki üyelerle yaptiğimiz konuşmaların, tepkilerimizle verdiğimiz mesajların da olabilecegini artık biliyoruz. Aile içi iletisim deyince akla bir çok önemli konu geliyor. Bu yazımda aile içi iletisim nedir? aile içi etkili iletişim nasıl olmalıdır ? ve aile içi olumlu ve olumsuz iletişim nedir? gibi konulara değineceğim. İnsanoğlunun sahip olduğu birçok önemli özelliğinin yanında konuşması, ifade etmesi, anlatması, bahsetmesi ne kadar da kıymetli öyle değil mi? Çünkü sosyal bir varlığız ve bu sosyalliğimizi paylaşım yaparak, birlikte hareket ederek gerçekleştiriyoruz aslında. Çoğumuz bunları yapıyoruz evet ama aile içinde nasılız? Aile içi iletişim deyince, ben asla bunları ailemle konuşamam ya da aile üyelerimle iletişim kurmaktan nefret ediyorum diyenlerden misiniz, öyleyse doğru yerdesiniz. Nerede, nasıl yanlışlıklar yapılıyor yazımın devamında kendinizle ilgili bulabileceğiniz birçok satır bırakıyorum aşağıya. Aile İçi Etkili İletişim Nasıl Olmalıdır? Emir vermeden, uyarmadan, rencide etmeden, empati yaparak, göz teması kurarak aile üyelerimizle iletişim kurabiliyor muyuz? İşte bu yüzdendir ki aile içi iletişimimiz sonrasında yaşanılan kavgalar, hissettiğimiz hayal kırıklıkları, anlaşılamamazlıklar , değersizlik gibi hissettiğimiz birçok duygu ve inanç ta gün yüzüne çıkıyor. Peki neden aile içi iletişim de bu kadar zayıfız? Ya da neden aile içi iletişimi doğru kullanamıyoruz? Bunun birçok sebebi olabileceği gibi, en sık karşılaştığım mesele bilmemek. Aile içi iletişimin, aile içi etkili iletişimin ne olduğu bilmiyoruz. Çocukluk yaşantılarımızdan, çevremizden öğrenerek geliştirdiğimiz bir karakter var ve bu karakter yetişkin olduğunda bütün öğrendiklerini sergiliyor aslında. Farkında olalım. Aile içi etkili iletişim çok kıymetli bir kavram çünkü. Dinleyelim, göz teması kuralım, sözünü kesmeyelim, yumuşak bir yüz ifadesi kullanalım, eleştirmeyelim, dinlediğimizi gösterebilmek adına çocuğumuzun ya da esimizin söylediklerini tekrar edelim. Örneğin, hımm demek bugün çok sevindin ya da ne kadar yorulmuşsundur tahmin ediyorum gibi. Bunları yapmakla başlayın olur mu. Göreceksiniz hemen farkedileceksiniz ve siz bu şekilde olmaya özen gösterdikçe aile içindeki diğer üyeleri de etkileyeceksiniz. Olumlu değişimler güzel karşılanır ve başka birçok problemin çözüme ulaştırılmasında etkendir. Aile İçi Olumlu ve Olumsuz İletişim Örnekleri Nelerdir? Aile içi olumlu ve olumsuz iletişim örnekleri nedir sorusunun cevabını yukarıda belirtmiş oldum aslında. Öyleyse bir özet geçecek olursam, size aile içinde duygularınızdan, düşüncelerinizden bahsederken ve sonrasında olumlu hissettiren bir duygu ya da bir düşünce varsa o aile içi olumlu iletişimdir, aksi ise aile içi olumsuz iletişimdir diyebiliriz. Mevlana’nın bir sözü var ’Dün akıllıydım dünyayı değiştirmek istedim, bugün ise bilgeyim kendimi değiştirdim. ’ Makale Yazarı Psikolog Sinem Karaduman
6 Aralık 2015 Genel 3,861 Okunma Olumsuz İletişim Örnekleri Nelerdir İletişim, İnsanlar arasında duygu, düşünce ve diyaloğun uygun şekilde dile getirilmesine denir. İnsanlar arasında kırıcı olmak ve negatif yani olumsuz düşünceleri dile getirmek genellikle iletişimin olumsuz sonuçlanmasına sebep olur. Doğru ve etkili iletişim, Gerek kişisel ve gerekse Toplumsal ilişkilerde başarıyı yakalaya bilmenin başlıca şartlarından dır. Doğru ve etkili iletişimin kural ve yöntemlerini bilmek, iletişim ve ilişkilerimizde iletişim sorunlarını ve engellerini ortadan kaldıracaktır. Olumsuz iletişimde kişiler her zaman kendi fikir ve düşüncelerini öne sürüp sadece kendi fikir ve düşünceleri doğruymuş gibi davranmaları başkasının fikir ve düşüncesine saygı göstermemeleri ve önem vermemeleri olumlu iletişimi engeller ve insanlar arasındaki saygıyı zedeler. Tavsiye Ettiklerimiz Bebek ve Çocukları Eğlendiren Saç Kesim Hizmetleri Stil sahibi olan anne ve babaların, çocuklarını da kendileri gibi yetiştirebilmeleri için en çok özen …
aile içi olumlu ve olumsuz iletişim örnekleri